Eskide çok eskilerden beri Yeniköy'ü çok severim.
Gelişim yolculuğumda kendimi dibe vurduğum bir Emek Kafe vardı. Denize yakın olmak hoşuma gider, boğazda yaşamanın keyfine varırdım.
Köklü bir şehirde doğduğum için ne şanslı olduğumu hatırlatırdı .Mermer masaları, tahta sandelyeleri, değişmeyen garson abiler
Son defa gittiğimde caddeyi iki kere gidip geldikten sonra nereye gideceğime karar veremedim. Şütte'den bir şeyler alıp önündeki masaya oturduğumda, eski beyaz bir volkwagen durdu caddenin karşısında iki tane 60'larının başında hanım zor bela indi, kakara kikiri yaparak çok hoşuma gitti yaşam sevinçleri.....
Merdivenden indiler ve gözden kayboldular Merak ettim nereye gittiklerini
Orada o onda onları görmemde bir neden olduğunu biliyordum yeni bir keşifti GAZEBO....
Ağaçlı kısa patika yoldan nasıl bir güzelliği karşınızda bulacağınızı bilmeden yürümeye başlıyorsunuz 3-4 saniye içinde boğazın muhteşem manzarası ile karşı karşıya kalıyorsunuz Ve deniz size sesiyle kokusu ile o kadar yakınki.... ve boğaz köprüsü bir tablo gibi karşınızda ... Adı gibi tam bir manzara çardağı
O noktadan sonra getirilen menüdeki muhteşem lezzetler detay sevenler için sıralanıyor.
Doyumsuz manzara ve yalıda oturma hissinin verdiği zarif bir basitlik içinde kahvemi yudumladım, İstanbul'un yoğunluğundan uzak ruhumun sesizliğinde.......
http://www.gazebo-ist.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder