Farklı bakış açılarını bir araya getirmiş, köklerinden gelen asillik ile ruhu zarif temalar içeren bir hanımefendinin, kendini kanıtlama gereği duymayan tarifidir.
Bir kase nohut - Bir kase fasulye - Üç kase aşurelik buğday - Bir kase sarı kurutulmuş kayısı- Bir kase sarı üzüm (çekirdeksiz)- Bir kase incecik yarım parmak uzunluğunda şerit halinde kesilmiş portakal kabuğu - Bir kase küp küp doğranmış elma- Bir kahve fincanı gül suyu -Yarım kilo süt - İki kilo şeker - Bir çorba kaşıyı tereyağı- Bir tutam tuz- Süslemeler için; badem içi - fındık, ceviz, nar, tarçın, kişniş
Aşurenin yapılacağı günden bir gece önce buğday büyük bir tencereye alınarak üzerine, dört parmak çıkacak kadar su konulur ve kaynatılır. Bir taşım kaynatıldıktan sonra, altı kapatılarak bir kaşık tereyağı ilave edilir ve kapağı kapatılır,sabaha kadar açılması beklenir. Nohut, fasulye de bir gece öncesinden ıslatılır. Ertesi sabah ayrı ayrı tencerelerde nohut ve fasulye kaynatılır çok erimeyecek şekilde pişirilir. Bu sırada şerit halindeki portakal kabuğu su dolu bir kasenin içinde, sarı üzüm su dolu bir başka kasenin içinde, küp küp doğranmış elma ise üçüncü su dolu bir kabın içinde bekletilir. Nohut ve fasulye süzülerek buğdayın içine konulur, bir yandan da kıvamı kuturmak için sıcak su ilave edilerek tencere kısık ateşe alınır, arından süzülen portakal kabuğu,elma, üzüm, kuru kayısı, ilave edilir süt çok yavaş bu karışıma eklenir, bir tutam tuzda eklenir, kaynatılır. Bir başka tencere daha alınarak karışım iki tencereye paylaştırılır. İki tencere kısık ateşte pişmeye devam ederken sıcak su ilave edilerek kıvamı ayarlanır. Her bir tencereye birer kilo şeker ilave edilerek kaynaması beklenir. Kaynadıktan sonra yarımşar kahve fincanı gül suyu eklenerek, tencerelerin altı kapatılır. Kaselere servis edilirken her iki tencereden birer kaşık konulur. Bir müddet beklendikten sonra üzerleri badem içi, fındık,ceviz, tarçın, nar,kişniş ile süslenir.